İnsanlar, gündelik yaşamlarında bir dizi tehlike ile karşı karşıyadır: Evleri yanabilir, eşyaları çalınabilir, kazaya uğrayabilirler, hastalanabilirler, ölebilirler. Gelir kaybına yol açan ya da büyük ölçüde gider yapmalarını gerektiren olaylar meydana gelebilir. Bireyler yanında kurum ve kuruluşlar da benzer tehlikelerle karşı karşıyadır: Binaları yanabilir, eşyaları çalınabilir, zarar edebilirler, beklediklerinden daha az kar elde edebilirler; çalışanları ve yöneticileri hastalanabilir ya da kazaya uğrayabilir. Bu gibi olaylara karşı önceden önlem alınması gerekir. Aksi halde tehlike gerçekleştiğinde gerek kişiler gerekse kurum ve kuruluşlar büyük ekonomik sıkıntılar altında kalabilir.
Ancak kişilerin bu olası tehlikelerin her birine karşı önceden önlem alması onların maddi güçlerini aşacaktır. Bireysel tasarruflar istenen güvenceyi sağlamada yetersiz kalacaktır. Şirketlerin faaliyetlerinde kullanabilecekleri fonları güvence amacıyla atıl tutmaları mal ya da hizmet üretim güçlerini azaltacaktır. Çeşitli tehlikelerin ekonomik sonuçlarını önceden giderebilmek için başkalarının malvarlığına da başvurulması bir zorunluluktur. Bu zorunluluk ‘sigorta’ düşüncesinin doğmasına kaynaklık etmiştir.
Henüz yorum yok.